Category:
Fikir
Paylaş
Şu sıralar, Semih GÜMÜŞ'ün beklenenden çok satan eseri "Yazar olabilir miyim?" adlı kitabı okuyorum. Yazarın ön sözünde söylediğine göre: "Öykü, şiir ya da roman yazmak, söz gelimi otuz yıl öncekinden daha çekici bugün.
Daha çok sayıda genç, edebiyatın içinde kendine bir yer bulmak, yazmak istiyor ve bunu gitgide daha nitelikli biçimde yapmaya çalışıyor. Bu arada bütün sorun, nasıl yazılacağı." konularına rehber olmak düşüncesiyle yazılmış bir kitap. Oldukça ilgi çekici bölümlerden oluşan kitap: yazın dünyasının çözülememiş pek çok sorununa da değinmeden geçmiyor. Birinci- üçüncü kişi anlatımı, hayal ve kurmaca dizaynı, kahraman seçimi gibi konularda samimi görüşler içeren kitap böylelikle; genç edebiyatçılara ilham ve ışık tutar nitelikte. Kitapta özellikle beğendiğim kısım ise, her ulusun üstad sayılabilecek değerdeki edebiyatçılarının, kendi yazım deneyimlerini ve yaratım süreçlerini -üstelik kendi ağızlarından- anlatması oldu. Okuyun bence siz de çok keyif alacaksınız.
Daha çok sayıda genç, edebiyatın içinde kendine bir yer bulmak, yazmak istiyor ve bunu gitgide daha nitelikli biçimde yapmaya çalışıyor. Bu arada bütün sorun, nasıl yazılacağı." konularına rehber olmak düşüncesiyle yazılmış bir kitap. Oldukça ilgi çekici bölümlerden oluşan kitap: yazın dünyasının çözülememiş pek çok sorununa da değinmeden geçmiyor. Birinci- üçüncü kişi anlatımı, hayal ve kurmaca dizaynı, kahraman seçimi gibi konularda samimi görüşler içeren kitap böylelikle; genç edebiyatçılara ilham ve ışık tutar nitelikte. Kitapta özellikle beğendiğim kısım ise, her ulusun üstad sayılabilecek değerdeki edebiyatçılarının, kendi yazım deneyimlerini ve yaratım süreçlerini -üstelik kendi ağızlarından- anlatması oldu. Okuyun bence siz de çok keyif alacaksınız.
Category:
Kitap
Paylaş
Doğu da öğrenci olmak… Ben bunu beş yıl önce ücra bir köyde, bir öğretmen gözüyle görmeye başladığım zaman, daha ilk günden işlerinin ne kadar zor olduğunu anlamaya başladım. Şaşkındım, Soğuk bir kış günü istemeyerek okula geldiğimde ilk karşılaştığım manzara: Çocukların üst üste kıyafetler giymiş bir vaziyette üşüyerek sınıfta beni beklemeleriydi.
Sevgili Barış Manço'yu 1 Şubat 1999 tarihinde bedenen kaybettik. Farkında mısınız bilmem, onun şarkılarını, yaşam tarzını, çocuklara olan sevgisini, insanlara verdiği değeri ve sanatsal duruşunu hala yerine koyamadık.
